Pandemi Sürecince Müzik Dünyası
Mart ayından bu yana tüm dünyada meydana gelen ve devam eden pandemi dönemi, müziği ve dolayısı ile müzisyenleri olumsuz bir şekilde etkiledi. Kapalı ve açık hava mekanlarda yapılan konserlerin iptal olması, restaurant, bar ve cafe gibi işletmelerle müziğin belirli kurallara dayalı olarak yapılması ve bunların sonucunda oluşan gelir kaybı şüphesiz müzisyenlerin yaşam koşullarına olumsuz olarak yansıdı.
Bu süreçte alternatif bir takım çözümler de bulunmadı değil. Online konserler ve online derslerle birlikte online festivaller yapılmaya gayret ediliyor. Fakat internet ve bağlantı sorunları sözünü ettiğim etkinliklerin başarı şansını bir hayli azaltıyor. En azından bugüne kadar denenmiş olan örneklerden bu izlenimi edinmek zor değil.
Covid-19 ve beraberinde oluşan pandemi dönemi ile ilgili oluşan olumsuz etkilenme durumu bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor. Seyircilerin olmadığı her müzik etkinliği (konser, dinleti) eninde sonunda ne müzisyenlere ne de ekranları başında olanlara pek de tat vermiyor. Her şeyin ötesinde bu tür online etkinliklere olan ilgi son derece az oluyor.
Diğer yandan, elde başka bir çözüm de olmadığı için, bu tür “uzaktan” yolları denemekten başka bir çare de açıkçası gözükmüyor. İnternet bağlantılarının daha hızlı olduğu, çekim kalitelerinin daha iyi olduğu, mikrofonlama tekniklerinin daha özenli olduğu bir takım çözümler bu süreçte belki üretilebilir. Çünkü senkronizasyon bu tür online yayınların en büyük problemi olmaya devam ediyor. Ücret ödeyerek ya da ödemeyerek, ekranları daha doğrusu bilgisayarları başında herhangi bir konseri ya da etkinliği online olarak seyredecek olan kişi ya da kişilerin dikkatini en çok çeken konu bağlantının kesintisiz ve görüntü ile birlikte ses kalitesinin iyi olmasından başka bir şey değil.
Teknolojinin; gerek görüntü gerekse ses anlamında eskiye nazaran ileride olması, bu anlamda bir avantajı da beraberinde getiriyor. Elbette sözünü ettiğim avantaj durumunu tetikleyen bir diğer konu ise, bu tür online kayıtlara donanım anlamında para yatırılması. Çünkü teknolojinin nimetlerinden faydalanmak için para “olmazsa olmaz” bir araç durumunda. Örneğin kaliteli bir mikrofon veya kaliteli bir ses kartı beraberinde ister istemez yüksek fiyatları da akıllara getiriyor. Sözünü ettiğim bu konu kayıt ve sunuş ile ilgili kısımları içeriyordu.
Covid-19 ile birlikte pandemi döneminin bir diğer boyutu ise müzisyenlerin, daha doğru bir ifade ile müzik emekçilerinin hakları ile ilgili olan kısmı. Piyasada çalışan ünlü ve ya ünsüz tüm müzisyenlerin belirli bir kaşesi ve yevmiyesi mevcut. Kimi müzisyenin parasal olarak daha az kimi müzisyenin daha fazla ücret alması durumu geçmişten bugüne olan bir durum.
Pandemi döneminde kısıtlı olarak gerçekleşen konserlerin veya programların ücretleri de kısıtlı olmak durumunda kaldı. İş öyle bir hale geldi ki; müzisyenlerin çoğu aldıkları kaşeleri neredeyse yarı yarıya düşürmek zorunda kaldılar. İşletmelerin de zor durumda olduğunu hesaba katarsak, öyle ya da böyle müziğin devamlılığının sağlanması için, konunun tüm taraflarının biraz fedakarlık göstermesi gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. Hem işletmenin varlığını devam ettirmesi gerekiyor, hem de müzisyenin temel ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor.
Müzisyenler için pandemi dönemi iki gerçeği daha gün yüzüne çıkardı. Bunlardan birisi “sosyal güvencelerinin” olması, diğeri ise “sendikalaşma süreçlerinin” mutlaka tamamlanması.
Çünkü Covid-19 dönemi bir gün bittikten sonra Covid-20 ya da Covid-21 gibi bir dönemin başlamayacağını kimse garanti edemez ve edemeyecektir.
Dolayısı ile müzisyenler, taban birimden olsa bile mutlaka sosyal güvencelerini korumak ve aramak zorundalar.
Sendikalaşma ise müzisyenler için bir güvence ve haklarını koruyan kurumsal bir kimlik olması açısından büyük bir önem arz ediyor. Pandemi döneminden çıkartılacak en önemli iki dersin sosyal güvence ve sendikalaşma olacağını düşünüyorum.
3 Büyük Şehrimiz başta olmak üzere tüm Türkiye’de “müzisyen sendikaları” bir an önce kurulması veya var olan sendikaların güçlenerek tüm ülkeye yayılması gerekiyor. Aksi takdirde ilk ciddi olağanüstü bir durumda yine olan müzisyenlere olacaktır. Müzisyenlerin haklarını yine müzisyenler korumalı ve geliştirmeli.
Covid-19 gibi bir virüs ve beraberinde ortaya çıkardığı mecburi bir pandemi durumu şüphesiz ilk önce müzik başta olmak üzere tüm sanat dallarını etkiledi. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada müzisyenler büyük bir sıkıntı yaşıyorlar. Dünyanın ekonomik olarak en refah ülkeleri bile az da olsa sözünü ettiğim sıkıntıları yaşadılar. Avrupa ve Amerika seviyesinde müzisyenlerin bir araya gelmeleri artık kaçınılmaz bir durum olarak karşımızda duruyor. Müzisyenler için gün birlik olma günü. Hem müzik için hem meslekleri için.
Kaan Çağlayangöl
Müzik Yazarı